bu gelişimde izmir'e aşık oldum. ne cemal süreyya'nın yazdıklarını okuduğumdan, ne de en çocuksu aşklarımı yaşadığım halleri hatırladığımdan. bu sefer tamamen izmir'in kendisine aşık oldum. basitliğine, huzuruna, naifliğine. sade ve vurucu cümleler gibi içime işledi. bir kez daha mutlu oldum izmir'de doğmaktan, izmir'de büyümekten, ilk aşkımı izmir'in huzurunda yaşamaktan. ama bu sevgi asla sonsuza dek burda yaşama isteğini barındırmıyor, daha başka bir şey. hayatımın bu bölümü gayet güzel yaşandı ve bir daha yaşamaya gerek yok. artık bambaşka şehirlerde, bambaşka hayaller, oğullar büyütücem. ama yine de geriye dönüp baktıgımda izmir'e kaçma lüksümün olması güzel bir şey. bu seferki izmir seyahatim gerçekten kaçıştı. istanbuldan, sorunlu ev arkadaşlarından, sonradan görme ev sahiplerinden, bu akşam nerde kalsam sorusundan, yourucu final haftasından, hırslardan, olamayışlardan, kendini aşk sanan duygularımdan....kaçtım. hem de doğru yere. annemin çok güzel yemekler yaptığı, babamla keyifli sohbetlerin olduğu, göksan'ın kocaman adam olduğu, melis'in kardeşten öte hissedildiği, ama en önemlisi huzurun başrolde olduğu bir yerdeyim, evimdeyim. 18 yaşında öss ile kaçmaya çalıştığım, bayramlarda onun yerine istanbul'u tercih ettiğim evimdeyim. ama yine dönucem istanbul'a sonra başka şehirlere. tuhaf ama izmir bu kadar güzel olunca izmir'den dönmek ayrı bir güzel.
izmir
29 Ocak 2009 Perşembe
written by oğul. an: 16:53 0 reaksiyon
cümle içinde kullan: izmir
kehanet
23 Ocak 2009 Cuma
bi'gün yolumuz kesişicek. hiçbir şeye dayanmıyor bu tezim, sadece hissediyorum. geldiğinde ömründeki en büyük aşkı zaten yaşamış olacaksın, üstüne gelen hiçbir insan onun gibi olmayacak. ben de. ama bambaşka bir şey olacak. içinde bulunduğu ilişkiyi diğer ilişkilerden daha başka daha özel daha farklı sanan insanlar gibi olucam. işin güzeli buna seni de inandırıcam.ama şimdi değil. daha zamanı var. daha büyücem, çok büyücem ben.
written by oğul. an: 07:01 3 reaksiyon
homeless
11 Ocak 2009 Pazar
Heyecan, entrika, tutku, yürekleri hoplatacak destansı bir aşk hikayesi: HOMELESS
Sezon 1'in bölüm özetleri, Sezon 2'nin en son gelişmeleri ile çok yakında bu sayfalarda !
written by oğul. an: 22:01 1 reaksiyon
ödülcan
sevgili blog sana yazmadığım günlerde ben bir tane ödül kazandım. Crossroad Kültürlerarası Etkileşim ve Göç festivalinde 3.’lük ödülü ! Ama nasıl bir hissiyatsızlık, nasıl bir umursamazlıktır ki pek sevinemedim. Benim yerime sağolsun kızlar sevindi. Neden böyle oldu anlamadım. Filmi ben yollamadığım için mi ev konuları yüzünden aklım dolu olduğu için mi bilmem hiçbir şeyi başarmış hissinde değildim. Oysaki çok severim ödül almayı. Yaygın bir düşüncenin aksine bence katılmak değil kazanmak önemli. Bu yüzden kazanmadığım yarışmalardan kimsenin haberi yok : ) Sonuçta herkes her yarışmaya katılabilir, kazanılmadığı sürece bir anlamı yok bence. Mesela 3. olduğum açıklanmadan önce Aylin'e, ay çok saçma 3. olacağıma hiç olmam daha iyi diye bir açıklama yaptıktan sonra adım anons edildi. Bu bi'işaret! O an pek sevinmedim ama şimdi fotograflara bakınca iyiki olmuş diyorum. Ödülden daha çok sevindiğim şeyse, Atilla Dorsay'ın benimle konuşması oldu. Çok güzel şeyler söyledi. Filmin kendi favorilerinin arasında olduğunu söyledi. Burda da anlaşıldı ki yine yine hakkım yendi amsterdamda olduğu gibi . politik oyunlar bunlar ! : ) şaka bir yana bol ödüllü bir hayat beni bekler umarım, seviyorum ya. ama umarım aylin gibi cansu gibi merve gibi arkadaşlarım da benim yanımda olur ödül alırken, çünkü arkadaşlarla herşey daha güzel.
written by oğul. an: 21:34 0 reaksiyon
bu gece son
10 Ocak 2009 Cumartesi
dün gece kaçak olarak eski evimde kaldım çünkü gece 4'te babaannemlere dönmek zor geldi.koltuk minderlerinden yatak yaptım. elektrik yoktu, doğazgaz da yoktu.üşüdüm, çok üşüdüm. e tuhaf geldi tabi aylarca özgürce ''yuva''m dediğim yerde gizlice kalmak. the others'taki nicole kidman olmaktan korkuyorum ben. çocuklarımı yanıma alıp ''hiçbir yere gitmiyoruz'' repliği patlatmam an meselesi. evin yeni sahipleri gelse de ben anahtarımla kapıyı açıp gayet ''siz takılın rahatsız olmayın ben şöyle minderleri birleştirir yatarım, şimdi zor geldi taksim'den dönmek'' diyebilecek bir halim var. ama yok olmaz çok soğuktu ya. zaten tahminimden daha kolay oluyor eski evimle bağlarımı koparmak. o bağların nasıl oluştuğunu bana nelere mal olduğunu bir ara anlatıcam. ama şimdilik evim bavulum-ya da sırt çantam diyeyim daha bi'özgür ruh timsali- Hayat nereye git derse, gitmeye hazırım ama bir güzellik yapıp yolun Prag'a düştü derse o zaman o hayata taparım!
written by oğul. an: 11:07 0 reaksiyon
cümle içinde kullan: homeless
on/offf
9 Ocak 2009 Cuma
bitti... haftalardır süren beynimi patlatan yoğunluk, ödev yetiştirme telaşı, capture edilemeyen görüntüler, bulunamayan deck'ler, bir türlü doğru alınamayan exportlar... uzun bir süre sizinle görüşemicez çocuklar!
yaklaşık yarım saat önce kurgu odasından çıktım, nedense uykum yok ve tam 1 aydır yazmaya vakit bulamadığım bloguma yazı yazma hevesiyle doluyum. bir gece okulda sabahlamayla nispeten daha çok içe sinen ödevleri olabiliyormuş insanın. okulda sabahlamanıns ahiç bu kadar keyifli olabileceğini düşünmemiştim. elbetteki çok çılgın partiler, dillere destan şölenler yaşanmadı ama, her ftv öğrencisi bir kez olsun tatmalı kurgu odalarında sabahlamayı. kapıdan çıktığında bir bakıyorsun aaa sabah olmuş bütün bir gece uyku yerine log and capture'larla geçmiş. bir daha asla son günlere bırakmıcam ödevleri desem de biliyorum herzamanki gibi yine en sona bırakıcam ilerleyen dönemlerde de. ama, tabi herşey bir yerde bitmeli tabi. yok animasyon ödeviydi, yok concept development testleri derken ambale bir beyinle bu savaştan çıktım. tuhaf bir şekilde bu savaşın faydası da olmadı değil. misal, evden çıktığımı, şu ana resmi olarak kalacak bir yerim olmadığı, ev sahibiyle ilgili sorunları, platonik boşlukları, platonik boşluktan öteye geçmeye aday duyguları... hepsini, hepsini bir kenara ittim ve yapılması gerekilen ödevlere yoğunlaştım, iyi yaptım. önümüzdeki bir hafta daha beni böyle idare eder, yok jürilerdi, film grammer sınavıydı derken yine düşünmem bunları. ama elbet bir gün beynim yoğun düşüncelerden arınacak işte o zaman dan edicek sanıyorum bazı şeyler.bu konu hakkında ayrıca içimi dökerim sevgili blog ''homeless'' başlığı altında. sabah saat 09.18 ve nihayet uykum geldi ben onu karşılamaya gidiyorum.
written by oğul. an: 09:05 0 reaksiyon